
Yapı sektöründeki rekabet neticesinde firmalar kendini farklılaştırma , diğerlerinden üstün olma çabası içindeler. Gelişen teknolojiyle birlikte yeni çözümler aranmakta ve bu doğrultuda yeni yapı sistemleri oluşturulmaya başlanmaktadır. Sektör; farklı malzemelerin kapasite, yetenek ve becerilerinin öne çıktığı, görsel değişikliklerin işlevsel farklılıklar ile beraber kullanıldığı bir değişim sürecinde. Önceki klişeleşmiş geleneksel yöntemlerdense daha işlevsel yeni yöntemler tercih ediliyor. Çelik konstrüksiyon bu yeni yöntemler arasında ön planda.
Çelik & Demir
Tarihsel sürece bakılacak olursa; demir yerini çeliğe devretmiş demek mümkün. Bu iki malzemenin asırlardır hayatımızda olduğu aşikar. Kısa sayılabilecek bir süre öncesine kadar silah ve eşya olarak kullanılırken, kendilerini sevdirip yapı sektörüne transfer olmuşlar. Yapı sektöründe ilk olarak demir kullanılmış. Demir kullanılarak yapılan ilk yapılar köprüler olmuş. Tecrübe edinilen demir ilerleyen zamanlarda işlenmeye ve farklı yapılarda da kullanılmaya başlanmış. Fakat gelgelelim bir noktadan sonra demirin yerini çelik almış. Çünkü çelik demirden daha ince ve daha hafif, dolayısıyla işgücü az. Demir kadar dayanıklı olmasının yanında yapım aşaması demire göre oldukça kısa.
Yapısal Çelik Nedir?
Yukarıda da bahsedildiği gibi yapısal çelik aslında demirin işlenmesi sonucu oluşan bir alaşımdır. Demirin karbon, silisyum, manganez, alüminyum, bakır, krom, nikel, bor vb. gibi tanışık olduğumuz elementler ile oluşturduğu bir alaşım. Yapıda kullanılacak çeliğin niteliğine göre bu elementlerin cins ve oranlarına karar verilir. Mesela alaşımdaki karbon oranı çeliğin sertliğini belirler.

Özellikleri Bakımından Yapısal Çelik?
Çelik, dayanımı yüksek ve hafif bir malzemedir. Farklı çözüm olanaklarına imkan veren, yorumlanmaya açık, kullanım olarak geniş ve ferah alanlar oluşturduğu için gözde olmuş bir yapı malzemesidir. Taşıyıcı çelik ise yapılarda kesintisiz mekanlar üretilebilir. Çünkü ara kolonlar ve duvarların kullanımına gerek kalmaz. Betonarme ile ufak bir karşılaştırmaya girecek olursak; taşıyıcı sistemi betonarme olan bir yapı için 100*100 cm yapılması gereken bir kolon, taşıyıcısı çelik olan bir yapıda 40*40 cm bir kolon ile çözülebilir. Böylelikle mekanlarda net kullanım alanı kazancı sağlanır.
Gözde yapı malzememiz çelik sünek bir malzemedir. Büyük oranda şekil değiştirmeler yapabilir ki bu da deprem yükleri için en uygun çözümleri sunar. Bu yüzdendir ki özellikle Japonya gibi deprem bölgelerinde, insanlar kendilerini güvende hissetmek için çelik taşıyıcılı konutları tercih etmektedir. Günümüz Türkiye’sinde de çelik konstrüksiyon kullanımı gittikçe artmaktadır. Özellikle son 10-15 yıllık dönemde, ana yapı malzemesi olarak çelik kullanımı gittikçe yaygınlaşmıştır.
Çeliği tercih edilesi kılan bir diğer özelliği ise sökülüp takılabilir, yapısal çelik ile inşa edilmiş demonte yapıların farklı lokasyona taşınabilir ve değişime kolaylıkla adapte edilebilir olmasıdır. Bununla beraber yapılarda yenilenmeye, varyasyonlara ve eski binaların yeni kullanımlara uyum göstermesine fırsat verir. Çünkü çelik %100 geri dönüştürülebilir bir malzemedir. Geleceğin sürdürülebilir yapı malzemesi olduğunu ifade etmek gayet yerinde olacaktır. Buna en iyi örnek ise, Avrupa’da çelik yapıların %96 oranında geri dönüştürülmüş yapısal çelikler ile inşa edildiği realitesidir.