Özgürlük Anıtı veya Heykeli, ABD’nin New York şehrindeki Liberty adasında; yani dilimizde ki anlamıyla Özgürlük adasında bulunan, ABD’nin simgesi haline gelen anıtsal heykel ve gözlem kulesidir. Heykel Fransa tarafından yapılmış, kuruluşunun 100. yılı olması sebebiyle ABD’ye hediye edilmiştir.
Özgürlük Anıtı – © aysetolga.com
Heykel sağ elinde bir meşale, sol elinde ise bir hitabe tutuyor. Başındaki tacın 7 kıta ve 7 denizi simgeleyen 7 sivri ucu var. Heykelin tasarım sürecinde modelliğini Singer dikiş makinelerinin kurucusu Isaac Singer’ın eşi Isabelle Eugenie Boyer yapmış.
Özgürlük Anıtı ziyaretçilere açıktır. Önce feribotla adaya ulaşıp sonrasında anıtın içerisinde merdivenleri kullanarak meşaleye kadar çıkabilirsiniz. Merdivenlerin zorlu olduğunu baştan söyleyelim. Çünkü heykelin kendisinin yükseliği 46 metre, kaidesiyle beraber 93 metreye ulaşıyor. Meşaleyi tutan sağ elin yüksekliği 13 metre ve meşalenin etrafındaki dehliz 15 kişinin aynı anda dolaşabileceği büyüklükte.
Fransa’da işçiliği tamamlandıktan 1 yıl sonra 350 parçaya bölünüp New York Limanı’na ulaştırılmış. Bu 350 parça 4 ayda kaidenin üzerinde birleştirilmiş.
Birleştirilmeye hazır parçalar – © ia.tmgrup.com.tr
Bakırdan yapılan heykel dönemi için zorlu bir işçilik barındırıyor. Döneminin demir strüktür ustalarından olan Eiffel, o zamana kadar yaptığı köprüler ve diğer yapılarıyla kendini ve strüktürlerini ispatlamıştı. Özgürlük Anıtı için ortada dökme demirden yapılan bir kafes kule ve onun etrafında sarmal merdivenler olacak şekilde bir strüktür çözümü kullanmış. Bu kuleye yük taşıyıcı olmayan ikincil bir iskelet bağlamış. Bu ikincil iskelet heykelin yazın sıcakta genleşebilme ve kışın soğukta büzülmesine imkan vermek için yapılmış. Ki bu esnekliğe yani kulenin eser miktardaki hareketine imkan veren bağlantılar, güçlü rüzgarlara karşı da kullanılan bir yapım yöntemidir. Eiffel yine ustalığını konuşturmuş. Ona güvenmekle haksız sayılmazlar. İkinci iskelet demir eyer ya da demir bantlarla kaplanmış sonrasında bu farklı metaller arasında oluşabilecek galvanik korozyonu önlemek için asbestle izole edilmiş ve üzeri ayrı ayrı elle dövülen bakırla kaplanmış.
Heykelin konstrüksiyon detaylarının bir çeşit gösterimi – © dumielauxepices.net
Problem olması beklenen yapının kol kısmını Eiffel yine ustalığıyla çözmüş. Daha önce inşaa ettiği eserleri olan dövme demir köprülerde yaptığı gibi, çıkıntılar ekleyerek kol strüktürünü ana strüktürün bir eklentisi haline getirmiş. Bakır plakaların şekline uyacak şekilde ikincil kirişlerle yapıya bir eklenti oluşturmuş ve böylece yapıyı tasarıma tamamen ters kalan kolu taşıması için altına bir destek koyma düşüncesinden kurtarmış. Heykelin başına kadar devam eden spiral merdivenler meşale taşıyan kol yolunda da devam etmiş.
Demir malzemeyle hazırlanan iç iskelet bakır plakalarla kaplanmış. Bu bakır plakalara istenilen şekil verilebilmesi için; plakalar oldukça dayanıklı tahtalar üzerinde dövülmüş.
Uygulanması ne kadar uzun zaman alsa da aslında yapım tekniği oldukça basit. Öncelikle işçiler ahşapları birbirine kelepçe (cleat) ile birleştirerek çerçeve kalıpları yapmışlar. Bunlar iskeletler üzerlerine alçı sıva ile kaplama yapılacak şekilde oluşturulan kalıplarmış. Sert bir ahşap kullanılarak tamamlanan çerçeve iskelet aşamasından sonra alçı sıva aşamasına geçilmiş. Aşağıda ki fotoğraflarda da anıtın meşaleyi tutan elinin yapımını görüyoruz; takozlardan yapılan ahşap çerçeve kalıp ve onun üzerine uygulanan alçı sıva… Bu denli büyük bir yapı için tek kat sıva yeterli olmamış. Ölçümlerde istenen hassasiyet yakalanamamış olsa gerek, ilk katman kuruduktan sonra çatlak ve orijinal çizimlere uymayan yerlere tekrar sıva yapılmış; mükemmelliği yakalamak için zımparalanmış, kesilmiş ve modellenmiş. Kullanılan yöntem teorik olarak ne kadar kolay olsa da, Eiffel sanatçılarından üstün beceri işi çıkarmalarını beklemiş diyebiliriz.
Meşaleyi tutan eli kaplamak için çıkartılan kalıpların ve üzerine yapılan alçı sıvanın hazırlandığı atölye – © wonders-of-the-world.net
Başka bir fotoğrafla devam edelim. Alçıdan sonraki aşama olan heykelin dış kabuğunu oluşturan bakır plakaları döverek uygun şekle getirmek için kullanılan atölyelerden birinin fotoğrafı. Parçalara ayırarak dövülen bakır plakalar, işçilere çalışma kolaylığı sağlıyordu. 1 ile 3 m² aralığında olan bu bakır levhalar şablona getirilip basınç kolu ve çekiçle istenilen kıvama getirilmekteydi. Çekiçlemeyi kolaylaştırmak amacıyla bazen de levhalar ısıtılmıştı. Sonuçta zorlu bir işçilik sonucunda istenen kıvama getirilmiş.
Özgürlük Anıtı’nın ilk yapıldığı zamanlardaki rengi – © kwout.com
Heykel ilk yapıldığında bakırın has rengi olan kızıl/kahverengi tonlarında bir renge sahipti. Zamanla bakır madeninin oksitlenerek yeşil bir tabakayla kaplanması sonucunda, bugün bildiğimiz yeşil renge büründü.