...

Mülteci ne demek?

Mülteci olarak tanımlanan kişi; ülkesinde ırk, din, sosyal konum, siyasal düşünce ya da ulusal kimliği nedeniyle kendisini baskı altında hissederek kendi devletine olan güvenini kaybeden, kendi devletinin ona tarafsız davranmayacağı düşüncesi ile ülkesini terk edip, başka bir ülkeye sığınma talebinde bulunan ve bu talebi o ülke tarafından ’’kabul’’ edilen kişidir.

Sığınmacı ne demek ?

Sığınmacı olarak tanımlanan kişi ise; yukarıdaki nedenlerden ötürü ülkesini terk eden ve henüz sığınma talebi, kaçtığı ülkenin yetkilileri tarafından ’’kabul’’ görmemiş kişidir.

Göçmen ne demek ?

Göçmen; çoğu zaman ekonomik nedenlerle, kendi ülkesini kendi isteği doğrultusunda terk ederek başka bir ülkeye, o ülke yetkililerinin bilgi ve izni ile yerleşen kişidir.

Kaçak göçmen ne demek ?

Kaçak göçmen; göçmenlerin gittikleri ülkede o ülkenin yetkililerinden izin almadan yaşayanlardır.

Dünyanın birçok yerindeki farklı ülkelerden ve coğrafyalardan farklı biçimlerde göçen, hareket halinde olan ve sayıları giderek artan sığınmacı/mülteci haberleriyle sık sık karşılaşıyoruz. Mülteci krizi artık küresel boyutlarda. Ülkelerindeki savaş ve çatışmalar nedeniyle yerlerinden edilmiş milyonlarca insan var. Suriye’deki savaş neticesinde bu sayı oldukça büyük bir sıçrama gösterdi. Savaş öncesi Suriye nüfusunun yarısı olan 12 milyon kişi; Suriye’deki iç savaşın başlamasının ardından (Mart 2011) evlerini terk edip hiç bilmedikleri memleketlere gelerek, geçici konuk durumunda yaşamlarına devam etmeye çalışıyorlar. Türkiye’deki mülteci/sığınmacı oranlarına bakacak olursak; ülkelerindeki krizin baş vermesinden bu yana 5 milyon Suriyeli memleketlerini terk etmiş gözüküyor. Resmi kayıtların bize söylediği şu ki; bunların 2,5 milyonu Türkiye’de yaşamına devam ediyor. Tabi bu veriler 2015 yılının sonunda söylenenler. Günümüzde ise resmi kayıtlara dahil olmayan Suriyeli mültecileri de eklediğimizde sayının 3,5 milyonu geçtiğini görüyoruz.

Yerlerinden edilen bu insanlar başkalarının yerlerini paylaşma talebiyle göç ediyor. İşte bu ‘’başkası’’ konumundaki göç edilen ülkenin insanının bu paylaşım isteğine yanıtı; elbetteki mekansal bir kısıtlama olmamasıyla ilgili hale geliyor. Göç edilen ülke sakinleri yaşam standartlarına dokunmayacak ölçüde bir yardım girişimde bulunmaya da ikna oluyorlar haliyle. Geçici konuk olarak yerleştikleri ülkelerde mülteciler için özel olarak kurulan kamplarda, kasabalarda ya da kentlerde, kısacası nerede yaşarlarsa yaşasınlar kenti etkileyen bir mekansal unsur olmaya başlıyorlar. Toplumun bir parçası olarak ortak mekanlar ve kurgular doğuruyorlar. Bu durum çok boyutlu olup, birçok değişkene sahip bir denklem gibi düşünülebilir. Göç ettikleri yere ait kentsel bir kimlik kazanıyorlar. Bu hem kendileri hem de ülkelerini paylaştıkları halk için ne kadar iyi sonuçlar veriyor tartışılır. Çünkü mültecilerin barındıkları standartlar sadece onları değil paylaşımcı oldukları kentliyi de etkiliyor. Edinebilecekleri bir yer oluşturma noktasında sığındıkları ülkeler, mülteciler için bir kamp alanı kurma yoluna giriyorlar. Dünya üzerinde birçok mülteci kampı mevcut. Sayıları ve büyüklükleri; bununla beraber yaşam kaliteleri farklılık gösteren mülteci kampları…

Mülteci Sorunu ve Acil Yaşam Üniteleri - APEC Blog
Mülteci Sorunu ve Acil Yaşam Üniteleri - APEC Blog

Yukarıda günümüz en düzenli sayılabilecek mülteci kampı örnekleri mevcut. Ev sahibi ülkeler için büyük bir altyapısal yükün doğduğunu görebilirsiniz. Bir felaket neticesinde kaçan insanlar için bir umut ışığı olan bu kamplarda bu ışığı söndürmemek, ev sahibi ülkeler için bir görev haline geliyor. Güvenli, düşük maliyetli ve sürdürülebilir barınaklar yapmak gibi bir sorumlulukları oldukları ortada. Azımsanmayacak büyüklükte ve daha fazla büyümeye hazır bir düzen kurmak gerek. Bu düzenin savaşacağı ölümcül hastalık, mikrop ve şiddet gibi birçok etken de mevcut. Süresiz kalıcı kullanım için oluşturulan kampların şehir tasarımlarından farklı bir yerleşim planı gerektirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Konteyner Çözümler

Tüm bu etkenlerin ışığında; hızlı, pratik, düşük maliyetli ve sürdürebilmesi en olanaklı yöntem sanırım konteyner seçeneği. Günümüzün barınma sorunu içinde tercih edilen konteyner sistemler, sınırsız olarak nitelendirebilecek çözümler sunuyor. Esnek tasarımı ve üretimi, fabrika veya sahada monte edilebilirliği ile; kolay kurulum, kolay taşıma ve yeniden kullanılabilme imkanı sunmakta. Nakliye konteynerleri ile sığınmacı ailelere yer temin etmek, konut mekanlarını içeren bir konsept oluşturmak için en iyi çözüm olarak sayılabilir. Konut mekanlarının yanında kullanıcısının sağlık, eğitim, iletişim gibi temel ihtiyaçlarına yanıt verecek mekan çözümleri de konteynerler ile sağlanabilir.

APEC ise mülteci sorununa çözüm bulmak için Acil Yaşam Üniteleri’ni geliştirmiştir.