19. yüzyıl yapı sektöründe yeni yapı malzemeleri ve yapım yöntemleri atağa geçmiş durumdayken, ülkeler arasında bir teknoloji yarışı söz konusu olmuş. Ülkeler birbirlerine üstünlüklerini göstermek için mimariyi araç olarak kullanmaya başlamış ve ‘fuar yapıları’ (¹) adında yeni bir yapı tipi doğmuş. 1851 yılı Londra’sında ilk dünya fuarı açılmış ve dünya Kristal Saray ile tanışmış.
Kristal Saray Dış Mekan – Copyright © wikimedia.org
Kristal Saray o dönemde alışılagelmiş mekan deneyimlerinden çok farklı bir his yaratmış. Öncelikli olarak ilk defa kullanılan demir ve cam malzemelerinin birlikte oluşturdukları ferahlık hissi herkesi cezbetmiş. Gün ışığını yapının içine tamamen alınmasıyla gelenekselleşmiş mimari kapalı mekan olgusu yerini açık mekansal sürekliliğe bırakmıştır. Mimaride camın kullanım anlayışı değişmiş, cam artık tasarıma katılan bir malzeme haline gelmiş. Döneminin maksimum kapasitesini kullanarak üretilen en büyük boyutlardaki cam levhalar kullanılmış. Hatta şunu söyleyebiliriz ki; bina camın boyutlarına göre şekillenmiş. Böylelikle cam cephe uygulamasını gördüğümüz ilk yapılardan biri olmuş.
Bina bir sergi alanı olarak tasarlanmış ama Paxton bu işi biraz daha eğlenceli bir hale getirmiş. Bunu peyzajla oynayarak, yer yer heykeller kullanarak, renklendirmeler yaparak gerçekleştirmiş. Ayrıca yapaylığı bir nebze sevecen kılmak için bitişiğine ağaç ve çeşmeler eklemesiyle, var olan ağaçları kesmek yerine yapının tasarımına katmış. Yapının içinde kalan dev ağaçlar için tavan tasarımını organikleştirip yapıyı camdan bir kubbeyle kapatmış.
Kristal Saray İç Mekan – Copyright © xxi.com
Yapı inşaat tekniği yönünden büyük bir önem arz ediyor; prefabrike demir taşıyıcılar ile bu taşıyıcıların arasına yerleştirilmiş cam levhalardan oluşmakta. Böylece alışık olduğumuz kalın duvarlar ortadan kalkıyor, taşıyıcı elemanlar inceliyor, konstrüksiyon detayları zarifleşiyor ve iç mekan ferahlıyor… Bina dönemin yeni yapı malzemesi olan dökme ve dövme demirin kullanıldığı ilk örneklerden biri. Kolon ve kirişler prefabrike olarak üretilmiş. Montaj aşamalarında ise önce şantiyede hidrolik bir presle dayanıklılık testleri yapılıyor ve sonrasında vinçler yardımıyla birleştiriliyor. Kristal Saray’ın günümüze ve geleceğe damga vurmasının en önemli nedenlerinden birisi de; tüm bileşenlerinin endüstriyel olarak üretilmesi ve prefabrikasyon yöntemiyle kısa sürede yerinde montajının yapılmış olması. Çok fazla ilgi gören yapı; yerinde yapılan montaj uygulamasının bir diğer avantajını da kullanarak 6 ay sonra sökülmüş ve sökülen parçalar Londra’da Sydenham Tepesi banliyösünde yeniden bir araya getirilmiş.
Yapının dönemi için bir mühendislik harikası olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz. İlk defa uyguladıkları yöntem ve malzeme tepkilerine dair kuşku besledikleri bazı ihtimaller için bir kaç deneye tabii tutmuşlar yapıyı. Projenin küçük bir versiyonunu inşa edip içinde bulunacak insan yoğunluğunun oluşturacağı titreşime karşı strüktürün vereceği tepkiyi ölçmek istemişler. İlk başta 300 kadar inşaat işçisini önce normal sonra düzensiz bir ritim eşliğinde küçük versiyonda yürütmüşler ve zıplatmışlar. Bu deneyi farklı insanlarla da yaptıktan sonra esneme payının yarım cm kadar olduğu görülmüş. Yani strüktür sınavı geçmiş ve inşaata devam edilmiş.
Kristal Saray’ın gündeme getirdiği bu yeni yapım anlayışı, ilerleyen yıllarda diğer ülkelerde de kendini göstermeye ve yayılmaya devam etmiş. Taşıyıcı malzeme olarak demirin kullanılması ve bu malzemenin örtüsünün de cam ile oluşturulması çok önemli etkiler bırakmış, sonra ki mimarlara rol model olmuş.
(1)Fuar; sanayi, zirai ve ticari ürün ile bunlara ait hizmetlerin sergilenerek teknik gelişmelerin tanıtıldığı, bilgi alışverişinin yapıldığı alıcı ve satıcının karşılaştığı, bölge ve ülke kalkınmasında önemli rolü olan belli bir mal grubu veya çok sayıda ürünü kapsayan, önceden belirlenmiş yer ve zamanlarda açılan, özellikle önemli sanayi, tarım ve ticaret merkezlerinde kurulan, gelişmiş organizasyonlardır (Bozkurt,2001).